27 Ocak 2025 Pazartesi

Kaygı Kuşu - Züleyha Ersingün

 


Yazar: Züleyha Ersingün

Resimleyen: Mavisu Demirağ

Sayfa Sayısı: 80

Yaş grubu: 3.Sınıf ve üstü ( Yaş gruplarında kesin bir ayrım yapmak doğru değil aslında,bu biraz da çocuğun gelişimine,okuma seviyesine ve kitaplara olan ilgisine bağlıdır.)

Deniz, ailesinin beklentilerini karşılayamadığını düşünen, anne ve babasının onu başka çocuklarla kıyasladığına inanan kaygılı bir çocuktur.

Deniz kendi deyimiyle filmlerde gördüğümüz harika çocuklardan değil. Bu kitap bana belki kendini Deniz gibi hisseden çok fazla çocuk vardır, acaba biraz da ebeveynlerin, öğretmenlerin beklentisi mi çocukları harika olmadığı için kaygılı olan çocuklara dönüştürüyor diye düşündürdü.

Deniz kaygılarıyla boğuşurken ona sürpriz bir mektup geliyor. Hem de ta Japonya’dan. Sıradan bir çocuk olduğuna inanan Deniz önce mektupları önemsemiyor. Ama Finlandiya’dan da bir mektup gelince iki arkadaşıyla beraber bu gizemi çözmeye karar veriyorlar.

Buradan sonrası her ne kadar öngörülebilir bir son olsa da ben yine de merakla okudum. Farklı ülkelerden neden mektuplar geldiğini, bu mektupların nasıl bir iyilik hareketi olduğunu merak ettim.

Mektuplarda Deniz’den “Kaygı Kuşu” diye bahsedilmesi olayları daha da gizemli hale getiriyor.

En çok hoşuma giden şey ise Deniz’in bu mektupların kimlerden gönderildiğine takılmak yerine, madem bu mektuplar bana iyi geldi, o zaman başka çocuklara da iyi gelmeli diyerek iyilik hareketini alevlendirmesi oldu.

Deniz’in Hasan’a yazdığı gibi “ insan çölü yürüyerek geçen birine yazacak bir şey bulamasa da yanında olduğunu göstermesi yeter belki de…”

Kaygılı çocuklarımızın tüm kaygılarını gideremesek de yanında olduklarını göstermemiz yeter belki de. O yüzden bu kitabı kaygılı,kaygılı gibi görünen ya da tam tersi çok rahat zannettiğiniz çocuklara okutun.

Bu arada siz de merak ettiniz değil mi, Z.O.Ç.K.O nedir diye?

Not: Kitabın kapağını çok beğendiğimi de söylemeden geçemeyeceğim. 

15 Kasım 2024 Cuma

Kırmızı Kartal - Miyase Sertbarut


 

İkinci çocuk kitabımız Kırmızı Kartal. Yazarı yeni keşfettim. Meğer ne çok kitabı varmış.

Doğruyu söylemek gerekirse iş çocuk kitaplarına gelince yazar ismini geri plana atıyoruz galiba. Oysa yetişkin kitaplarında önce yazarın adına bakıyoruz. Son birkaç yıldır çocuk kitaplarında yazar ismine daha çok dikkat ediyorum artık. Buna rağmen yazara ya denk gelmedim ya da hala çocuk kitaplarında yazara gereken önemi veremiyorum. Üstelik Miyase Sertbarut Kırmızı Kartal kitabıyla 2003 Tudem Edebiyat Birincilik Ödülü de almış.

Bu kitapta yazar, her gün hayvanlarını otlatırken radyosunu yanına almayı unutmayan,hayal kurmayı seven Evşen’in hikayesini anlatıyor.

Evşen’in iki hayali var. Biri yazar olmak diğeri de uçağa binmek. Tarlaları ilaçlamak için çiftliklerine yakın bir yere gelen kırmızı uçağı gördüğünden beri bu hayalle yaşıyor.

Pilotla arkadaş olup ondan söz de alıyor. Ama bir gün Piper Pa-25’in Evşen’in taktığı isimle Kırmızı Kartal’ın pilotu Muzaffer amca aniden gidiyor. Hem de hiç haber vermeden.

Evşen’in üzüntüsünü kalbimde hissettim. Çocuklara söz verirken dikkatli olmak lazım, tutamayacağımız sözler vermek çocuklarda umulmayacak kadar derin yaralara yol açabiliyor.

Neyse ki bu öyküde Muzaffer amca geri dönüyor ve ani gidişinin sebebini açıklıyor. Sözünü de tutuyor.

Radyo tiyatrosu, seyyar dondurmacı gibi nostaljik ögeler barındıran, aile içi çekişmelere yer veren,umut etmeyi,hayal kurmayı ve sözünde durmanın önemini anlatan sıcacık bir öykü Kırmızı Kartal.

2.sınıftan itibaren de okunabilir. Hatta mutlaka okunmalı.

20 Ekim 2024 Pazar

Nohut Adam - Anıl Basılı



Sadece çocuk kitaplarına yer vereceğim bir "Minik Kalemucu" uzun zamandır aklımdaydı.  İçimden geldiği gibi, meslekteki tecrübelerime dayanarak... 20 yıl da bir sınıf öğretmenliği için iyi bir tecrübe demek bence.

İlk kitabı da Anıl Basılı’dan Nohut Adam’ı özellikle seçtim. Çünkü konusu son yıllarda en önemli konumuz olması gereken zorbalık. Tahmininizden daha çok çocuk zorbalık görüyor ve tahmin ettiğinizden daha çok çocuk zorbalık yapıyor.  Aslında özellikle küçük yaş grubu her zaman bunu bilinçli yapmıyor. Sanırım herkes kendi çocuğuna zorbalık görmemesi için o kadar çok telkinde bulunuyor ki artık zorbalık görmemek için zorbalık yapan çocuklarla dolu her yer. O yüzden bu kitabı iki taraf da okumalı. Alay etmenin karşı tarafı ne kadar kırdığını göstermek lazım çocuklara. Özellikle çocuklar "şaka" adı altında çok acımasız olabiliyorlar.

Nohut Adam da aynı dertten muzdarip. Farklı görüntüsünü saklamak için kendi tasarladığı şapkaları takıyor. Orman halkından farklı olduğu için onunla sürekli alay ettiklerini düşünüyor ve çoğunlukla da alay ediliyor. Bu da Nohut Adam’ı daha yalnız biri haline getiriyor.  Ama öyle iyi niyetli ki… Kendisine kötülük yapanlara asla onlar gibi cevap vermiyor. Bu gerçekten çok önemli. Çünkü ne zaman bir öğrencime neden böyle davrandın diye sorsam mutlaka karşıdakinin yaptığı şeyi söyler. Kötülüğe kötülükle karşılık verilmemesi gerektiğini hatırlatmak lazım.

“İnsanlar bazen kendini güçsüz, mutsuz hisseder. Böyle durumlarda elinden gelen en iyi şeyin onu rahatsız eden şeylerden kaçmak olduğunu düşünür. Oysa hiçbir şeyi kaçarak çözemez. Problemler kaçtıkça artar ve daha kalabalık bir şeklide onun peşine düşer.”

Kitabın vermek istediği mesajlardan biri de tam olarak bu. Pes etmemeyi öğretiyor. Özellikle fiziksel özelliklerinden dolayı zorbalık gören, yalnızlaşan çocukların mutlaka okuması gereken bir kitap. Ve kitabımız mutlu sonla bitiyor. İyiler kazanıyor. Çocuk kitaplarında da iyiler hep kazanmalı zaten. Çocuk kitapları olması gerekeni anlatmalı. Anıl Basılı da olması gerekeni çok güzel örneklere işlemiş. 2.sınıftan itibaren okuyabilirler. Ama öncesinde de sizler çocuklarınıza okuyabilirsiniz.

 

Yaş grubu: 2.sınıftan itibaren kendi okuyabilir.

Sayfa sayısı: 64

Görsellerle desteklenmiş.

Resimleyen. Gizem Gözde Uçar